07 Mart 2007

uygunsuz gerçekle yüzleşmek

Bu gün hava yine olağanüstüydü… Malum, küre halinde ısınıyoruz. Kış gelmeden gidiyor.
Kış mevsimini çok sevdiğimi söyleyemem ama yokluğunu hep birlikte hissedeceğimiz kesin görünüyor.Geleceğimizi tüketmeye tüm hızımızla devam ediyoruz. Bireyler “biz ne yapabiliriz ki”nin ardına sığınıp yollarına devam ederlerken; bazı malum ülkeler “biz kirlilik üretmek zorundayız,bizim yerimize daha az gelişmişler üretimlerini durdursunlar,bizim sattıklarımız onlara yeter” diyor.Yarın bir şey satacak ülke bulamayınca ne üretecekler merak ediyorum.Aman yok etmiyorum,öğrenmeyi de hiç istemiyorum.
Pek çok bilim adamı Kyoto Protokolü’nde belirlenen hedeflerin,sorunun yalnızca yüzeyine temas ettiğini söylüyor.”Mış gibi” yapmaktan öte bir anlaşma değil bu demek ki.Kimse ekonomik kayba uğramaya yanaşmak istemiyor aslında…Yine her birimiz başımızı kuma gömmüş gerçekle saklanbaç oynuyoruz.Ben de korkmaktan korkar halde olabildiğince kaçınıyordum ilgili haberlerden…Ne yalan söyliyim ama en çok susuz kalmaktan korkuyorum. Bilmem kaç yıl sonra susuz bir dünyada canlıların yaşayacakları sorunları anlatan senaryoları daha fazla görmezden gelemiyorum..İlla ki benim de elimden bir şeyler gelir… İlk aklıma gelen ağaç dikmek oldu.Bu amaca aracılık eden bir dolu kurum var. Sonra su ve kağıt sarfiyatımı azaltabilirim bal gibi…Daha neler yapabileceğimi
http://www.wwf.org.tr/iklim-degisikligi/siz-neler-yapabilirsiniz/ adresinden öğrendim Ha bir de korkumla yüzleştiğime göre küresel ısınmayı ele alan ve umut veren çözüm önerilerini de içeren Uygunsuz Gerçek filmini izleyebilirim artık.(üstelik bilet fiyatı 5YTL) Film halâ vizyonda. Hem bu filmi izleyerek dünyamız için bir katkıda daha bulunmuş olacağım. Filmin gösteriminden elde edilen gelirin %5′i İklim Koruma İttifakı‘na bağışlanacakmış. Kendime ve yaşadığım dünyaya borcumu ödemeye başlamak için çok da geç kalmamışımdır umarım.


Hiç yorum yok: