24 Şubat 2008

sis düdükleri

Gecenin sessiz karanlığını yırtan sis düdükleri,işte yine o içli şarkılarını icraya başladılar.

Başka bir dünyanın, başka anlamlarını yansıtan, başka bir lisanda söylenen şarkılardır bunlar.

Sis düdüklerinin hüzünlü seslerinin ne hayatlar barındırdığını, kaptan köşkündeki ipi tutan elin, ne nağmeler yazdığını onları dinleyen kulaklar iyi bilir.

Yuva kokulu özlemlerin, nerede olduğu bilinmez tehlikelerin ve sadece yeldeğirmenlerinin değil, tipinin, yağmurun, sisin bütün meydan okumalarına kafa tutan cesur gemilerin çığlıklarıdır onlar.






O gemiler cesurdurlar çünkü, aşıktırlar.Aşıktırlar çünkü, cesurdurlar.

O gemiler, varlıklarının nedeni olan denize aşıktırlar.Kimbilir belki Deniz de onlara aşıktır.

Çünkü her birinin amacı, hepsinin anlamı vardır.Çünkü her biri anlamını aşk ile yaşamaktadır.

Sis düdükleriyse aşkın, tehlikenin, tipinin, yağmurun, sisin bütün meydan okumalarına kafa tutan gemilerin, hüzünlü ve özlem yüklü çığlıklarıdır.


Fotoğraf:Hayat mecmuası (D.B.Deniz Nakliyat'a ait Amasya Şilebi)







8 yorum:

Adsız dedi ki...

birer gemiyiz hepimiz.
denizi seven, yaşayıp giden..
tehlikeleri haber veren sis düdükleri, fenerler..
okuduğumuz kitaplar, yazarı aydın insanlar..
henüz kara görünmüyor..
diye geçti içimden gece gece, yazdıkların insan versiyonuyla, hayat biçimiyle canlandı nedense.
hoş yazı, ellerine sağlık.
sevgilerimle
SF gemisi yol alıyor kendi rotasında:))

güvercin postası dedi ki...

örgütlü rastlantılarda her şey sessizliğe güvendi

oysa eski fenerler eski gemiler içindi

paslandı ay ışığında gümüş eyerli tekneler

uykuları çevik tutan deniz rüzgarları dağıldı

şimdi her şeyi çıplak görmenin acı veren aydınlığı

umudun yeni ve altın anlamı.

yoksa hangi sise asardık çanlarımızı
ey şu yorgun suları yürüten mor yenilgi

lodosa sevgimle

ayferbilici dedi ki...

Düşüncelerimiz, yollarımız rotalarımız.. böyle birbiriyle çakışıyor işte bazen:)

Kara sislerin ardında bir yerlerde sanırım..
Ama sevgili Felsefecim, benim de yorumunu okurken çok eski bir soru geldi aklıma:

Rotadan ayrılmamak mı yoksa yeni rotalar çizmek mi?...

Sen ne dersin?

Sevgilerimle.

ayferbilici dedi ki...

Yenilgilerimiz,
çanlarımız,
umutlarımız
ve tabii eskisiyle yenisiyle her daim yol gösteren fenerler..
.......

"Paslandı ay ışığında gümüş eyerli tekneler
uykuları çevik tutan deniz rüzgarları dağıldı.."

Hepsi çok güzel.Bambaşka bu dizeler.
Her biri için ayrı ayrı teşekkürler Temel.Ve de sevgiler.

Adsız dedi ki...

içimdeki enerji birikmişliği ve yaratıcılıkla yeni rotalar planladığım şu sıralar böyle bir soru sorup beni heyecanlandırma gözünü seveyim:))
içindeki enerji fazlalığını dışarıya atmaya çalışan bir yanardağ gibi hissediyorum. sislerin içinde yol almak korkutucu ama ???
hep, bir mesleğin bir hayat için az olduğunu ve insan aklına hakaret olduğunu düşünmüşümdür.
dur bakalım...
gelecek ne getirecek.

ayferbilici dedi ki...

Demek planlarımız var:)
Enerji desen ha keza.(Doğru zamanda doğru soru diye buna derim ben.)
İtici güç için biraz da böyle heyecan kattık mı senin yol açık görünüyor buradan.

Bense bir şeyler yapmam şart diyorum ama ne yapacağımı bilemiyorum(elimdeki en olur şeyi de sanırım ben yapmak istemiyorum).O bir şeyleri yapmazsam işte ben de kendime hakaret etmiş olurum.Yalnız şu da var ki,hayat bana sağlamcı olmayı öğretti..hani şu sis durumlarını diyorum.Güven sorunu var yani(ama kesinlikle kendime karşı değil).Bu saatten sonra ipimi sağlam kazığa
bağlamadan yola çıkmam.Belki yanlış yapıyorum ama aksini düşünmeyi de düşünmüyorum.Risk her işin kapısında var,biz ondan kaçmıyoruz zaten.
Ama.......(bu ama, kendinden önceki cümleyi yalanlayanlardan değil bence)...özetle şöyle düşünüyorum ben:
Cesaret?..EVET.
Aptal cesareti?..HAYIR.

Sanırım senin için de aynı sorun, aynı çekimserliği getiriyor.

Dediğin gibi geleceğin neler getireceğini göreceğiz.Yeter ki gelecek gelene dek plan, program, fikir, icraatle yola koyulup, en azından hazırlık yapabilelim..Ben 2yıl kadar bir sürem olduğunu düşünüp rahat davranıyorum.Aslında cidden içim içimi yiyor.Çünkü biliyorum ki; zaman kaybetmemek için artık ne gerekiyorsa..bi' şey yapmanın tam zamanı:)

Sana sevgilerimi ve en iyi dileklerimi yolladım.

güvercin postası dedi ki...

öyle bir şey işte
mavi kanatlı meleklerimiz
gördük mü, hayal mi, kimseciklerin sesi mi yoksa
belli belirsiz...
farzımahal akdenizde seferden dönen bir tirandil
belkide sardunyaların konuşkan sessizliği
ama varlar biliyoruz
çok konuştuk onlarla
çok ağladık
çok güldük ve de...


sevgimle temel/iyisin umarım

ayferbilici dedi ki...

Sağolasın Temel,iyiyim.Ben her şubat ayı endazeyi bozarım biraz ama, şubatı atlattım mı tamam.Zamanla daha da iyi olurum uzaklaştıkça ondan.

Evet arkadaşım onlar var..
Biz biliyoruz var onlar.
Çünkü çok ağladık ve çok da güldük onlarla.Ve konuştuk..konuşuruz halâ da.

Ne güzel yazmışsın yine.Ne desem yetmez demek istediklerime...
Vallahi kıskanıyorum bazen:)Ama hasetlikten bilme sözlerimi sakın.Çünkü ben senin ille de buraya serpiştirdiğin bu yıldızlı sözler var ya,
onları ham ipeklere sarıp da sakladım.

Sevgilerimle arkadaşım..