
"...çoğumuz gerçekleşmesini istemediğimiz şeyleri düşünür ve bunların neden defalarca başımıza geldiğini merak ederiz. İnsanların istediklerini elde edememelerinin tek sebebi,olmasını istedikleri şeyler yerine,olmasını istemedikleri şeyler üzerine düşünüyor olmalarıdır...İnsanoğlunun bugüne kadar gördüğü en büyük belâlardan daha kötü bir salgın asırlardır ortalığı kasıp kavuruyor. Bu salgın hastalığın adı'istemiyorum'salgını. İnsanlar 'istemedikleri' şeyleri baskın olarak düşünüp,konuşup,davranışlarına yansıtıp,onlara odaklandıkça bu salgının ayakta kalmasına sebep oluyorlar..."
"Siz olumsuz cümleler kurduğunuzda çekim yasası bunları şöyle kaydeder:
'Bu kıyafetimin üzerine bir şey dökmek istemiyorum'
-Bu kıyafetimin üzerine bir şey dökmek istiyorum.
'Saçımın kötü kesilmesini istemiyorum'
-Saçımın kötü kesilmesini istiyorum.
'O insanın bana kaba davranmasını istemiyorum.'
-Onun ve başkalarının bana kaba davranmasını istiyorum.
'Bu kadar işle başa çıkamam.'
-Başa çıkamayacağım kadar iş istiyorum.
'Grip olmak istemiyorum.'
-Grip olmayı ve başka hastalıklar da kapmak istiyorum.
'Tartışmak istemiyorum.'
-Daha çok tartışmak istiyorum.
'Benimle böyle konuşma'
-Senin ve başkalarının benimle böyle konuşmasını istiyorum."
Bu örneklerin devamında inansak da inanmasak da, anlasak da anlamasak da çekim yasasının daima işlediği iddia ediliyor.
Ben şu kullanılmaması gerektiği vurgulanan olumsuz düşünce kalıplarının yerine olumlu cümleler kurmaya çalıştım:
-Bu kıyafetim temiz/Temiz kalmalı.
-Saçımın çok güzel olmasını istiyorum./Saçım her zaman çok güzel.
-Bu işle ya da pek çok işle kolayca başa çıkabilirim.
-Ben her zaman sağlıklıyım.Sağlığım her zaman yerinde(olmasa bile).
-Benimle ciddi/nazik/alçak sesle konuşmalısın.
Kitapta da yazıldığı gibi düşüncelerimi dinleyip (ki bunun hiç yabancısı değilim) söylediğim sözlere kulak vermek...çok da zor olmasa gerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder