18 Haziran 2012

Dante'nin Cehennem'ine giriş..


Nihayet kuşkulu yapım kendi kendini engellediği konusunda kendinden kuşkulanmaya başlayabildi. Engellenmişlik hissinin üstesinden gelememenin hüznünü yaşarken oldu bu…Kendime göz göre göre kurduğum ve göz göre göre göz ardı ettiğim bir tuzaktan çıkış yolu ararken oldu... Oysa şu an sahip olduğum şu sessiz köşenin sırrına vakıf olma hayaliyle yaşadım yıllarca. Bu fırsatı böyle harcamak bir nevî cinayet olmalı... Nasıl düştüm ben böyle bir tuzağa?

Hem yürümek isteyip, hem yürüyeceğim yolda karşılaştıklarımdan korkuyor olabilirim, ama bilmenizi isterim ki, bu düpedüz bir tuzaktır; içine kendimi hapsettiğim...Hatayı nerede yaptığımı, 'Ne’ye yanlış yönden baktığımı görmem ve o düşünceyi ya da o kanaati değiştirmem gerek. Özetle yeni bir perspektif kazanmam gerek.

Biliyorsunuz İlahî Komedya’sının Cehennem’ine “Hayat yolumuzun yarısında kendimi karanlık bir ormanda buldum. Çünkü doğru yoldan ayrılmıştım.” diye giriyordu Dante..Cehennemin içinden geçmeden  cennetin ayırdına varmak mümkün olmuyor galiba. Öyleyse şayet, çelişki ve çatışmaları daha fazla önemsemeli ve Cehennemin hakkı verilmeli Cehenneme. Böylece derin değer farklılıkların, gerilimlerin ve çatışmaların yaşanmadığı Cenneti görmeyi hak etmeli insan.

Bir yerde okumuştum, anlam tekdüzeliğinin zayıflık işareti olduğuna işaret ediyordu C. G. Jung ve devam ediyordu, “yaşamın zenginliğini kavramaya yalnızca paradoks yaklaşır, net ve çatışmasız olmak ise tek yanlıdır ve bu nedenle kavranamayanı ifade etmeye uygun değildir”.

Doğrusunu isterseniz bu ifade bana bir parça da olsa güç veriyor. En iyisi Jung’ın ifadesindeki sırra maruz kalmaktan korkmamak. Çatışmalarıma daha çok bakmalı ve onları görmeye çalışmalıyım. Onlar gün ışığına ancak o zaman çıkacaklar ve ben ancak o zaman onların arasında gizlenen çıkışın yolunu bulacağım. 
(17.06.12)



                                
                            


2 yorum:

Adsız dedi ki...

İnan bana yazın içinde bulunduğum ruh hali için yazılmış gibi.Bir süredir kendimi kaybettiğim bu hayatta yeniden doğma sancıları içindeydim.Şimdi yenilenmiş bir ben olarak dediğin tek düzelikten harika bir paradoksa yelken kırıyorum.Sonunu bilmiyorum ama razıyım.Mutsuzluktan ölmek yerine mutlu olmanın tüm risklerini omuzluyorum.Ve bu yazınla bilmeden bana tuttuğun ışık içinde teşekkür ederim.sevgilerimle.

ayferbilici dedi ki...

Belki her istediğimiz olmuyor ama niyet iyi olduğunda son da iyi olur diye biliyorum:) O doğum sancılarının bir dili var, biliyorsun değil mi? Dinlemeyi sakın unutma:)

Samimiyetin için ben teşekkür ederim.
Sevgiler benden de.