21 Mart 2012

elde ettiğini sevmek..

Başarmak, istediğini elde etmekmiş, mutluluk ise elde ettiğini sevmek..

Elde ettiklerimi sevmediğimi görene kadar istediklerimi elde edememekten çok korkardım ben. Oysa başarı her gelişinde mutluluk getirmeyebiliyor..Ve ne yazık elde olanı sevmek her zaman mümkün  olmayabiliyor..

Telâşla hattâ abartısızca söyleyebilirim ki belli bir oranda da panikle yaşadığım şu hayatımın pek çok yerinde kendime dönüp bakmış ve o ürkütücü soruyu sormuşumdur: Nereye kadar korkacaksın?

Soruyu ürkütücü bulan güvenlik bağımlısı kimliğimdir; huzurda olduğunu bilmeyen iflah olmaz bir densiz o. Ahengin bir parçası olan ruhumsa, dudağının kenarına kondurduğu minik bir tebessümle  izlemekte beni. O huzurlu. Kendinden emin ve biraz da bilmiş ruhum hiç utanmıyor, kimliklerimin ya da takındığım maske/leri/min düştüğünü gördükçe tek tek, eğleniyor...Çünkü o ben'den çok daha fazlasını biliyor:

Yaşamı boyunca hür değildir insan. Sınırlıdır. Bağımlıdır. Buna karşın sınırlılığını kavrayan insan, güvensizliğinden sıyrılıp Sınırsız'a kavuşur.

Düşünüyorum şimdi..küsmeden hayata..ama ille de hayata küsmeden..sınırlarımı kabul edebilsem ben, karşıma çıkan içsel bir dinginliği tam merkezime alsam..yaradılışın kusursuz ahengi içindeki yerimi bulsam ve uğrunda ölümüne yaşayıp ta elde ettiğimi, seviversem sonra…sınırları aşan bu başarı asıl başarı olmaz mıydı?
Her seferinde bundan başkası beni ilgilendirmiyor diyorum kendime. Bunu başarırsam o kadar eksiğim tam olacak, o kadar yanlışım doğrulaşacak ki, gerisini düşünemiyorum, düşünmüyorum.
 

                     Fotoğrafı gönderen dostuma sonsuz teşekkürler:)












ayferbilici

4 yorum:

gülsen VAROL dedi ki...

Ben daha farklı düşündüm nedense, aslında cümle biraz oynak kadın gibi cilveli!!! nereye çeksen oraya uzayacak cinsten!!...:)) Meselâ ben, istediğimi elde edince mutlu olurum.. ve eğer o elde ettiğimi seversem başardım demektir!!
Her halükârda çürütebilirim bir tez konusu olsa bu ilk cümledeki, ana fikri..
Ah benim çelişkili ruhu Lodos rüzgârları ile savrulan Lodoscum, kendine niye sınır koyarsın? İnsan zaten karşısındaki değerlerin sınırlarına göre çizmekte kendi sınırlarını .. hiç olmazsa o sana gülen içindeki bilmiş çocuğa nisbet yap biraz!! Şaşırt onu!

ayferbilici dedi ki...

Hocam o cilveli:)) söz, tüm aforizmalar gibi tartışmaya ve çürütülmeye her yönden açık bir söz. Onun hükmü inanmaya ya da inanmamaya bakar:)

Şu sıra -yavaştan da olsa- içimde nefs ile ruh arasındaki o ezelî çatışma seyretmekte. Ruhumu çelişkili gösteren ( ya da yapan) nefs ile giriştiği bu çatışmadır belki..Nefsin (ya da bir bakıma ego da diyebiliriz buna) talepleri karşılanmadığında yaşanabilen gereksiz sıkıntılardan hareketle fazlalıkları en aza indirmeyi de amaçlayan bir çaba içindeyim..Henüz öğrenciyim ama:) Bu işi başarırsam eğer, bilmiş çocuk çok ama çok şaşırır umarım.

Adsız dedi ki...

Tespit bana da fena halde uyuyor.Her ne kadar uymamasını tercih etsem de.İnsan bir ömür boyu uğruna dirsek ve beyin çürüttüğü ve zor bela elde ettiği amacından nefret edebiliyor bir gün.Nefret etmek biraz ağır kaçabilir belki kendini prangada hissediyor demeliydim.Bir hiç oluyor o amaç.Uğruna ne cihatlar ettiği ne kanlı kapışmalardan geçtiği meselesi artık ayaklarında bir kürek zinciridir."güvenlik bağımlısı kimliğim" sözünü oldukça etkileyici buldum benim kendime atfettiğimse "içimdeki güvenlik memuru"dur.belki de bir nevi delet memuru çocuğu olmaktan kaynaklıdır kim bilir?Devamlı garanti işlerin peşinde koşar ama ruhu bir pavyon fedaisi kadar deli doludur.
Elde ettiğini sevmek mi? her zaman mümkün olamıyor, mutluluk elde etmeye vefa duymuyor.

ayferbilici dedi ki...

Fedai de biraz uyar ama ben kendimi daha nahoş bir teşbihe layık gördüm:) Yine de tezatın özünü anladım sanırım. Devamlı garanti işlerin peşinden koşan bir pavyon fedaisi ruhu..bu tezat deli ediyor adamı.

Bizi kim mecbur etti garantinin peşinden koşmaya? Koşmasak ta mutsuz oluruz koşsak ta..

Yapmak istediklerimizin güvenliği olsaydı ne iyi olurdu. Onlar da vefasız olur muydu?
Bilemedim.