06 Ekim 2007

Sek Salak

Muzdarip olduğun yerden alırsın darbeyi..Aynı yerden, aynı şekilde. Savrulursun yine şöyle bir..nefessiz kalırsın süre..
Aslında köpekbalıklarını da sevmek gerek bilirsin..
Ve yine bilirsin ki; senin onları sevmen onları hiç ilgilendirmez, sen sadece su katılmamış bir salaksındır onlar için. Senin salaklığına olan inançları onları sevdiğinde, daha da artar hattâ (yine de umutsuz kalmamak lazım; onlar gibi olmayı becerebilirsen belki durum değişir).
Biliyorum senin görevin köpekbalıklarını, yılanları, akrepleri (de) sevmektir ama, bana kalırsa artık şunları uzaktan sevmeyi öğrenmelisin.

Sorun, o kadar da sorun değildir aslında. Sorun olan onun tekrar tekrar sana gelmesidir.
Sorun, defalarca ona maruz kalmandır. Nedenidir..Nedendir?.
Biri bitmeden diğeri gelir üst üste. Sahi insan neden alır başına aynı derdi defalarca?
Onunla başa çıkmayı öğrenmen çok mu önemlidir?
Ya da şu köpekbalıkları haklı mı yoksa?
Sen sahiden de bir salak mısın acaba?

8 yorum:

Adsız dedi ki...

inanmıyorum yaa sende mi kaçtın? Ama jenerik resmin müthiş tam bir lodosçuya layık. Evet epeydir yoktum griptim, halsizlik, burun akıntısı ve eklem ağrıları, evet yaaa bizi boşuna emekli etmediler, yaşlılık. Son siyasal olaylara da çok üzüldüm hepsi birleşti ve inzivaya çekildim. Böyle işte senden ne haber nasıl oldu bu taşınma yaaa, anlat.
sevgiler...

Ben kim miyim Keny@lı yaa...

ayferbilici dedi ki...

Hoşgeldiiin:)
Kaçmak değil de Keny@lı,karşı kıyıya taşındım say sen bunu..Aslında ani olmadı geçişim, temmuzda aldım! burayı. Hem değişikliğe
ihtiyacım da vardı..Neyse, herşey daha güzel olur umarım.
Resim benim de hoşuma gitti.Teşekkür ederim.
Geçmiş zaten ama yine de geçmiş olsun da; daha yaşlılıktan söz etmek için çook erken..O eklem ağrıları gencecik çocuklarda bile var.Sen şimdi asıl baharını yaşayacaksın..onun için inzivayı bırak kendine iyi bak.Şehitlerimize ağlamamak,sarsılmamak imkansız.Başka bir ülkenin iç politika oyunlarına alet olmak gerçekten çok üzücü.Gelecekten endişelenmemek zor.Fakat bence daha zorlara hazırlıklı olmak adına biz hiç bir zaman inzivaya çekilmemeliyiz.

Geldiğine çok ama çok sevindim arkadaşım.Bak aradaki yol sapa değil,uzun değil her zaman bekliyorum:)

Adsız dedi ki...

fenere fazla uzak değilsin bak burdada bulduk seni gemi

iyilikle

ayferbilici dedi ki...

Uzak diye bir yer yok diyorum ben de şarkıdaki gibi:)

Hoşgeldin Ateşinsesi..
Sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

şeker tadında bayramlar dilerim, blogspotun hayırlı olsun. yeni sayfa, yeni.........
sevgilerimle
SF (sfelsefeci)

ayferbilici dedi ki...

..umarım bu bayram hepimize yenilikler tadında güzel günler getirir:)
Evdeki hengâmeyle uğraşırken henüz yeninin tadını çıkaramadım ama yavaş yavaş ısınıyorum sayenizde..
Sevgili Felsefeci, sağol.

Adsız dedi ki...

Ne kadar değişime açık görünsekte aslında bilerek (Bilirken bahaneler üreterek)veya bilmeyerek(belki oluruna bırakarak)değişime direnç gösteriyoruz.
Tüm sorun kendimizi bir türlü olduğumuz gibi kabul etmemekten/edememekten kaynaklanıyor galiba.Kendimizi sevme özürümüz yüzünden darbelere açık olan yüzümüz ve yüreğimiz...

Tebdili mekanın keramati bol olur inşallah.

Sevgilerimle

ayferbilici dedi ki...

Kendi 'iyime' dönüşmek adına değişime istekli olduğumu düşünüyorum.Ama eski kalıpların kırılması ağır çaba istiyor. Bu da,her ne kadar açık olsak da -açık ya da gizli-direncin dayanağı olabiliyor tabii.
Kabullenmekle ilgili bence asıl sorun 'durumu' kabullenememektir. Bazen ben kabullenmeli mi? yoksa değiştirilebilir mi? derken boş yaşadığım olur ânı.Işığa tutulmuş tavşan gibi kalakalırım ortada.Bu durum da çok riskli değil mi:)

Sevgili Sonbahar,teşekkür ederim. Yazdıklarını düşünürken kendimi daha çok sevmem gerektiğini farkettim.Öğrenmeyi,bilebilmeyi...

Sevgilerimle.